Cumartesi, Haziran 02, 2012 | By: Unknown

A CLASH of KINGS ( KRALLARIN ÇARPIŞMASI ) - Kitap ve GAME OF THRONES Dizisi 2. Sezon


Biraz geç okumaya başladığım seri hızla beni etkilemeyi ve sürüklemeyi başardı. Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin ilk kitabını okuduktan sonra arada bir kitap daha okumadan başlamak istemedim. Ancak o kitap biran önce Kralların Çarpışması kitabının ilk kısmına başlamak için sabırsızlandım ve sanırım o kitabın ne olduğunu sırf bu yüzden anlatamam. 


Epsilon yayın evi, doğru bir mantıkla serimizin ikinci kitabını 2 cilt halinde yayınladı. Tek başına 900 sayfa civarı yapacak olan kitabı 2 cilde bölüp biraz da ticari bir amaçla doğru yolu bulmuşlar. En başta söyleyeyim yine en büyük eleştirim çeviriyi yapan Sibel Alaş'a. Sibel hanım genel anlamda çeviride iyi işler çıkarsa da özel isimleri çevirmeye devam ediyor. Evet bazıları burada, zaten alışmıştık ne fark eder diyebilir ancak kazın ayağı pek öyle değil. Serinin ikinci kitabıyla birlikte neredeyse 100 yeni karakter kitabımıza dahil oluyor. Bunun yanı sıra bu karakterlerin kılıç isimleri, hayvanları ve  bu kitapta kızdığım, en kötüsü ise gemi isimlerinin çevrilmesi olmuş. Çevirmenin ilk kitabın başarısının ardından yaptığı bir röportajı okuduğumda çok şaşırdım. Alaş, çevirileri yapma nedenini bazı soyadların anlamlarının olduğunu söylemiş. Bunu da "piç" isimlerinden dolayı yaptığını eklemiş. Kitap gereği her bölgede doğan piçe farklı bir isim veriliyor. Örneğin kuzeyde Snow (Kar), güneyde River (Nehir) gibi... Tamam buraya kadar problem yok. Peki Daenerys Stormborn karakterini neden Daenerys Fırtınadoğan olarak çevirmiş anlamak imkansız. Onun yanı sıra Stark hanedanı çocuklarının kurtları niye çevrilmiş... Ve tabi ki gemiler...

Çeviri konusunu bu kadarla sınırlı onun dışında çeviri gayet güzel ve anlaşılır. 
Yazar Martin, kitabın Türkçe çevirisini yapan Sibel Alaş'a göre bambaşka bir dünyada yaşıyor ve bizler gibi normal bir beyni yok. Aslında kitabın bu serisini okuyunca bunu da anlamak mümkün oluyor. İlk kitabımız gerçekten göz korkutan sayıda karakter var. Kim kimdi diye okunan bir eser. Ama kitabın sonundaki ekler kısmında tüm aileler ve mensupları var ve bu bize biraz da olsa yardımcı oluyor. İlk kitap olan Taht Oyunları'nda bir çok karakter ölmüş ve seriyi terk etmişti şüphesiz bu karakterin en özlenecek olanları Eddard Stark ve Khal Drogo. Yeni kitabımız ile seriye yaklaşık 100 yeni karakter dahil oluyor. En başta Stannis Baratheon, şövalyeleri, karısı, üstadı, Asshai'li Melisandre, Balon Greyjoy (Theon'un babası), Theon'un ablası vs... 

Melisandre ve Stannis Baratheon

Kitabın içeriğine geçecek olursak, ilk kitabımızın sonunda kralın ölümüyle Eddard Stark'ın açığa çıkardığı büyük sır Westeros'u sallamaktaydı. Renly Baratheon, Loras Tyrell ile Kral Diyarı'ndan ayrılmış, Eddard Stark öldürülmüş, Robb Stark kendisini Kuzey Kralı ilan etmiştir ( Bu arada unutulmaz replik olarak dizide de gayet güzel yansıtılan "The King in the North" sözü sürekli dilimde). Cersei krallığı kendi istediği şekilde yönetmeye başlarken, Joffrey ise kral olmasına rağmen hala küçük bir çocuk gibi davranmaya devam eder. Sur'da ise ne esrarengiz olaylar Kumandan Mormont'u rahatsız etmektedir ve Mormont Jon Snow'a surun kuzeyinde ne olduğunu araştırmaya çıkacaklarını söyler. 


Kralların Çarpışması adının anlamını serinin bu kitabına çok iyi yansıtıyor. Stannis Baratheon Fırtına Burnu'ndan ordusunu toplayarak ayrılıyor, Renly Baratheon, Loras Tyrell'in kız kardeşi ile evlenir güney hanedanlarının destekleriyle çok büyük bir ordu topluyor. Robb Stark ise Kuzey Kralı olarak girdiği her çatışmayı kazansa da henüz Tywin Lannister ile karşılaşmadığı için diyarda halen kabul görememiştir. 

Arya Stark kaçışı sırasında problemler yaşar ve kaderinin bir oyunu olarak Tywin Lannister yönetiminde olan  Harrenhal'a esir olarak götürülür. Ama Yoren ile kaçarken yardım ettiği Jaqen H'Gar ona süpriz bir davet ile gelecektir. Sansa ise hiç istemese de artık bir yetişkin bir kız olmuş ve Joffrey'nin çocuğunu doğurmak istemediği için bu sırrı saklamaya çalışsa da başarılı olamamıştır. Bran ve Rickon Stark kardeşler artık Kışyarı'nın prensleridir ve kuzey hanedanlarına yardım etmek için kendilerine gelen temsilcileri ağırlamaktadırlar. Ama onları da bekleyen büyük bir sürpriz var elbette. 


Jon Snow bütün Sur askerleri ile birlikte Sur'un kuzeyinde neler olduğunu keşfetmeye çıkarlar ve başlarına bir çok kötü olay gelir ve sonunda Jon Snow artık bir yabanılın esiri olur. Ygritte'e acıması onu bambaşka bir kadere sürüklemiştir. Bu esaret yetmezmiş gibi, komutan Qhorin Halfhand'in verdiği emir ile Jon tamamen bilinmezliklere sürüklenir. 


Stannis ve Renly kardeşler güneyde karşı karşıya gelirler ve birini kötü son bekler. Stannis'in şeytani kırmızılar içindeki kadını Melisandre karanlık bir galibiyete yardım eder. Bu en başta Stannis'in en güvendiği şövalyesi Davos'un hoşuna gitmez ama Stannis inatçı ve dediğim dedik bir adam karakterinde. Bunun yanı sıra  Stannis krallığını almak için harakete geçtiğinde artık arkasında inanılmaz bir ordusu vardır.
Davos Seaworth

Kuzeydeki kral Robb zekice savaş hamleleriyle Lannister ordularını zora sokarken, Kral Diyarı'nda, Kral El'i olarak göreve başlayan Tyrion Lannister da zekice hamleler yapmaktadır. Konseyi test ederek göreve başlayan Tyrion, ablası Kraliçe Cersei ile de bir çok akıl oyunu oynar ve hepsini kazanır. Sadece entrika ile uğraşmaz bunun yanı sıra savaş hazırlıklarını da ihmal etmez. Ama Kral Diyarı'nda işler umduğu gibi gitmemektedir. Halkın açlığına ve sefaletine bir de çocuk Kral'ın saçma sapan yönetim anlayışı da eklenince isyanlar ve ayaklanmalar başlar. Joffrey ve Kraliyet mensupları resmi bir geçitte ölümden dönerler. Sansa'da bu tehditten payına düşeni alır. 



Daenerys ise denizin diğer tarafında zor zamanlar yaşar, Quarth'ın kendilerini kurtardığını mı yoksa zora mı soktuğunu kitabı okuyunca karar verirsiniz. Xaro Xhoan Daxos ve 13'ler denilen yöneticilerin çeşitli oyunlarına maruz kalacak olan Daenerys çok zor seçimler yapmak zorunda kalacak. Sör Jorah Mormont kendisine destek vermek için elinden geleni yapsa da fikir ayrılıkları ikisinin arasında huzursuzluklara yol açar. Daenerys 7 Krallıktaki hakkını almak için ordu bulmak zorundadır. Ejderhaların anası olarak ilgi odağı olsa da neden bu kadar ilgi çektiğini anlamak zor değil. 3 Ejderha'yı görenler çeşitli planlar yapmaya çoktan başlamıştır. 

Robb güneyde Lannister'lar ile karşılaşmaya hazırlanırken, kendisine denizden destek verecek bir ordu aramaktadır ve Theon teklifiyle Robb'u ikna eder. Theon Demir Adaları'na yelken alıp babasının desteğiyle dönmek için yola çıkar. Ama Theon veliaht olarak ayrıldığı şehre yabancı olarak dönmüştür. Babası ve ablasının kendisine muamelesini aşağılamak olarak gören Theon Greyjoy kendini ispatlamak için bir şeyler yapmalıdır. Ama bu yaptıkları ne Robb'un ne de kuzeydeki herhangi bir hanedanın hoşuna gitmeyecektir. Kışyarı'na haraket eden Theon yaptıklarıyla kendisini kardeş gibi gören Robb'a alenen ihanet etmiş olur. Robb çok büyük bir ikilem yaşamaya başlar. Kuzeye ihanetin peşine mi gitmeli yoksa güneye intikamın peşinemi gitmelidir. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, annesi Catelyn Stark'ın yaptığı bir şey de Robb'u çok zor durumda bırakır. 


Karasu nehrinden çıkartma yaparak Krallığını almak isteyen Stannis Baratheon ise, başta Cersei olmak üzere tüm diyarı korkutmaya başlar. Tyrion akıllı hamleleri ile savaşı iyi yönetse de kaybetmenin eşiğine gelen Lannister'lar savaşın sonunda bir sürprizle karşılaşır. Stannis'i devirmek için kuzeyden haraket eden Tywin Lannister savaşa dahil olur. Tabi diyarın öteki tarafında Tywin Lannister kontrolündeki Harrenhal'da da haraketlenme yaşanır. Robb Stark'ın sancak beylerinden Bolton, Harrenhal'ın kontrolünü alır. 



Kitabımızın sonunda bir çok sürpriz var ama çok fazla spoiler vermemek için konu özetime burada son vermek istiyorum. Şimdi kitapta bunlar olurken diziye de değinmek lazım. Çok büyük bütçeli bir dizi yapımı da seriyi uyarlıyor. İlk sezonundan çok haz aldığım diziyi izlemek için kitabı bitirmek de acele ettim. Dizi de o kadar farklı olaylar yaşanmaya başladı ki kitabı okuyup okumadığıma şaşırdım. İlk sezonunda, ilk kitaba epey bağlı kalan eser ikinci kitabın uyarlaması olan sezonda bir çok atlama yapmış durumdaydı. Bununla ilgili açıklamayı ise 2-3 gün önce diziyi yayınlayan kanalın yöneticisi konuştu. Konunun çok geniş olması ve karakter sayısının çok fazla olmasından dolayı senaryo yazarken hiç bir şeyi atlamak istemesek de mecbur kalıyoruz, o kadar çok karakter var ki, konu karakterlerin altında ezilmesin diye mecburen bazı bölümleri düzenlemek zorunda kalıyoruz ancak bunu yaparken de kitabın yazarı George R. R. Martin'e danıştıklarını söyledi. Üstelik yeni bir haber olarak da 3. sezon olan A Storm of Sword'un uyarlamasını 2 sezona böleceklerini duyurdu. Yani ilk iki kitabı birer sezonda anlatan dizi, seneyeden itibaren bir kitabı 2 sezonda anlatacak. Bu doğru bir karar gibi dursa da neler olacağını seneye görebileceğiz. 





 



Kitaba Verdiğim Puan: 9/10
Dizinin 2. Sezonuna Verdiğim Puan: 7,5/10

0 yorum:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara